Friday, October 23, 2009

Hurrah 350!

{}
English readers, please take a few moments to visit
350.org and be informed about why the number 350 is so important for our future, and why October the 24th is very significant. The picture above is a little collage I put together to honor the day!

Bu bir davetiye – birlikte bir hareket başlatmak, küresel ısınmaya dur demeye bir gün ayırmak için bir davetiye.

İşte size dünyanın en önemli sayısı: 350.

Bir sene önce dünyanın en önemli hava bilimcilerinden NASA’nın James Hansen’i ve yardımcılarının yaptıkları araştırmalar ve çalışmalar çok önemli sonuçlar ortaya çıkardı. Eğer atmosferdeki karbondioksit miktarını 350 parça / milyona indiremezsek dünyamızın medeniyetlerin oluşmasına ve canlıların yaşamasına imkân veren yapısını tamamen kaybedeceğiz. Dünya’nın bildiğimiz Dünya olabilmesi için atmosferdeki karbondioksit miktarının 350 parça milyonun altında tutmak zorundayız.

Kötü haber; 350 parça / milyon sayısını çoktan geçtik – şu an atmosferdeki karbondioksit miktarı 389 parça / milyon. Bu nedenle kutuplar eriyor, kuraklık her yeri etkiliyor, bu nedenle sıtma gibi bulaşıcı hastalıklar yayılarak daha önce görülmedikleri yerlerde salgın haline geliyorlar.

İyi haber ise, ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. 350 sayısını hedefleyerek atmosferdeki güvenli karbondioksit miktarına geri dönebiliriz. Bunun için en güzel fırsat bu Aralık ayında Kopenhag’da gerçekleşecek. Dünya liderleri yeni bir iklim politikası belirlemek için Aralık ayında Kopenhag’da buluşuyorlar. Bizim görevimiz liderlerimizin çevre (ve bizim geleceğimiz) için doğru kararları aldıklarından emin olmak: en yeni bilimsel bulgulara, yani 350 sayısına, dikkat ettiklerinden emin olmalıyız. Bu enerji tasarrufunu sağlayan elektronik aletler kullanmaktan bile daha önemli – bu dünyanın enerji politikalarını etkilemek için karşımıza çıkacak nadir fırsatlardan bir tanesi.

24 Ekim günü, Kopenhag’da Aralık ayında gerçekleşecek Birleşmiş Milletler çevre konferansından tam 6 hafta önceye denk geliyor. Ve 24 Ekim günü, bilim adamlarının söylediklerini dünyaya dinletmek için sahip olduğumuz en büyük ve belki de en son şans.

Amacımızı yalnızca küresel bir hareket ile gerçekleştirebiliriz – ve bu hareket çoktan dünyanın dört bir yanını sarmaya başladı. Kamerunlu çiftçiler, Çin’de öğrenciler, hatta dünya kupası kayakçıları 350 sayısını duyurmak için çalışmaya başladılar. Kiliseler çanlarını 350 kere çaldılar, Budist rahipler sırtlarını Himalaya dağına yaslayarak vücutları ile 350 sayısını oluşturdular… 350 sayısı her dilde aynı, her kültürde ses buluyor, bu nedenle bugün 350’den daha önemli bir mesaj ve bilimsel kanıt yok.

24 Ekim "350"nin önemini duyurmak için son şansımız. Ben blog'uma, Facebook sayfama bu konuda yazdım ve yukardaki ufak kolajı hazırladım. Peki siz üzerinde yaşadığınız, hergün karnınızı doyuran ve çocuklarınıza yuva olan gezegen için ne yapacaksınız?

Çevreci olmayabiliriz, çöpleri ayırmıyor, elektronikleri standby'da bırakıyor, suyu israf ediyor, etrafa zehir sıkıp canlıları öldürüyor olabiliriz. Umursamaz, veya düpedüz açıkgözlü olabiliriz. Ama bindiğimiz dalı (gezegeni!) kesecek kadar aptal değiliz... Atın bakayım o testereyi elinizden, duyuralım şu 350 parçacık meselesinin önemini.

Daha ayrıntılı bir açıklama burada.
Buradan ise blog'unuza 350 logosu ekleyebilirsiniz.

Friday, October 9, 2009

Gidiyor, Gitmiyor

Alkışlar, vize bastığı pasaportu yırtık iade eden Fransız Konsolosluğuna, veya vizeli pasaportu yırtma becerisini gösteren İstanbul Vize veya Setur'a. Yeni pasaport çıkarttırılıp da geçerli vize eski pasaportta kaldığında Fransa ülkeye alıyor mu, bilen var mı?

O kalın pasaport sayfasını dibinden boylu boyunca yırtmayı başaran "akıllı"; benden oldukça okkalı birkaç kelam işittin, bilesin.